HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 19 MAYIS 2024, PAZAR

Sosyal devlet olmak zorundayız

04.07.2023 00:00
Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde yayımlanan 03-01-2012 tarihli yazısıdır
 
Şırnak Uludere'de 35 kişinin yanlış istihbarat neticesi öldürülmesi üzerindeki sis perdesi henüz aydınlanmış değil. 
 
Biz olayın nasıl ve nedenini değil, bu kişilerin hayatlarına mal olan hayat mücadelelerini değerlendirmek istiyoruz. 
 
Aralarında 13 yaşında çocukların dahi olduğu bu grup, sınırda kaçakçılık yaparak ekmek parası kazanma derdinde idi. 
 
Bilindiği gibi bölge, devlet imkanlarından diğer yerler kadar istifade edemeyen mahrumiyet bölgesidir. 
 
Vatandaşlarımız, devlet iş imkanı sağlamadığı için kanunsuz yollarda dahil olmak üzere kendi çarelerini üretmek zorunda kalmıştır. 
 
İş ve aş bu memleketin ve hatta dünya insanlığının kanayan yarasıdır. Kişiler yaşamak için karınlarını doyurmak zorunda oldukları sürece de böyle olacaktır. 
 
Sosyal devlet olmanın en temel vasfı da yaşamak için bir zorunluluk olan bu ihtiyacın meşru yollarla karşılanmasını temin etmektir. 
 
Ayrıca, kabiliyetleri dahilinde her vatandaşa eşit şartlarda eşit iş ve maaş düzenlemesi de uygulanmalıdır. 
 
Ancak Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde yıllardır süre gelen terörün de etkisi ile yeni yatırımlar yok denecek kadar azdır. Hemşerileri dışında yöre insanına iş verecek yatırımcılara rastlanmamaktadır. 
 
Öyleyse iş ve aş için öncelikle terörün halli ve yatırım yapılacak yerlerin güvenliği gerekmektedir. 
 
Bizim sosyal devlet tezimizde terör meselesinin halli için ortaya koyduğumuz "vatandaşlık maaşı" projesi devletin bölge insanına kucak açmasının ilk adımı olacaktır. 
 
Çünkü Laz'ı, Türk'ü, Kürd'ü, Çerkez'i, Boşnak'ı vs. herkesin kardeş olduğu Türkiye'de, dağa çıkan vatandaşımız aç olduğu için kendine anlatılan yalanlara kanmaktadır. 
 
Eğer Devlet Baba, cebine para koymuş olsa idi, sabah kalktığında gideceği bir işi, evine ekmek götüreceği bir garantisi olsa idi, inanıyoruz ki, dağdaki kardeşlerimizi anaları, babaları, eşleri orada bırakmayacaktır. 
 
Kendileri de eline silah alıp, ekmeğini yediği devletine sırtını dönmeyecektir. 
 
Türkiye'nin büyük firmalarının bölgeye fabrikalar açmasının, sermaye aktarmasının sağlanması da devlete düşmektedir. 
 
Güvenliğin sağlanması ile teşvik edilen bu firmalar gönül rahatlığı ile oralara yönelecek ve belki de bir fabrika yüzlerce gence iş imkanı olacaktır. 
 
Doğu ve Güneydoğu bölgeleri için "dar bölge yaygın kalkınma planımız" da devreye sokulabilir. 
 
Bu plan ile hammaddenin olduğu yerde kurulacak küçük fabrikalar, üretimin hammaddenin yerinde olması ve buradan pazarlanmasının yapılması şeklinde bir sistem getirmektedir. 
 
Hayvancılığın, et ve et ürünlerinin çok olduğu bölgede büyük mandıralar ve et kombineleri devlet eliyle kurulmalıdır. 
 
Yine dokuma sanayi ve deri sanayi de çok rahatlıkla geliştirilebilir. Tarıma dayalı iş bölgelerinde tarıma dayalı sanayi, bisküvi, makarna ve un vs. gibi ürünlerin fabrikaları bu bölgelerde rahatlıkla yapılabilir, on binlerce insan istihdam edilebilirdi. 
 
Sosyal devlet tezimizde devletin vatandaşa sağladığı bir imkan da proje mukabili "0" faizli krediler ile onları iş sahibi, işinin patronu yapmaktır. 
 
Bu sayede kabiliyeti olana iş kurma şansını devlet verecektir. Sosyal devlet doğu ve güneydoğu da devreye girmeden bölgede asayişin, huzurun ve esenliğin temini imkansızdır. 
 
Azami derecede rüzgar enerjisinden istifade ile binlerce rüzgar gülü kurulup; milyonlarca kilovat saat elektrik enerjisi elde edilebilir. 
 
Buna mukabil bitmek tükenmek bilmeyen güneş enerjisi tam devreye konup, Doğulu ve Güneydoğulu vatandaşlarımıza geçim merkezi haline getirilebilir. 
 
Bu iş merkezlerinde oluşacak iş sahaları Doğulu ve Güneydoğulu vatandaşlarımızın bitmek bilmeyen geçim kaynağı olacaktır. 
 
Halkın talebi ve beklentisi bu olmalı ve buna göre tercihini yapması gerekir. Ancak bu imkânları devreye koyacak görüş ve tez sahibi insanları değil, plansız projesiz, tezsiz insanların arkasından giderek açlığın, kıtlığın, yokluğun maalesef faturasını ödeyen taraf haline gelmişlerdir.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde yayımlanan 03-01-2012 tarihli yazısıdır
 
Şırnak Uludere'de 35 kişinin yanlış istihbarat neticesi öldürülmesi üzerindeki sis perdesi henüz aydınlanmış değil. 
 
Biz olayın nasıl ve nedenini değil, bu kişilerin hayatlarına mal olan hayat mücadelelerini değerlendirmek istiyoruz. 
 
Aralarında 13 yaşında çocukların dahi olduğu bu grup, sınırda kaçakçılık yaparak ekmek parası kazanma derdinde idi. 
 
Bilindiği gibi bölge, devlet imkanlarından diğer yerler kadar istifade edemeyen mahrumiyet bölgesidir. 
 
Vatandaşlarımız, devlet iş imkanı sağlamadığı için kanunsuz yollarda dahil olmak üzere kendi çarelerini üretmek zorunda kalmıştır. 
 
İş ve aş bu memleketin ve hatta dünya insanlığının kanayan yarasıdır. Kişiler yaşamak için karınlarını doyurmak zorunda oldukları sürece de böyle olacaktır. 
 
Sosyal devlet olmanın en temel vasfı da yaşamak için bir zorunluluk olan bu ihtiyacın meşru yollarla karşılanmasını temin etmektir. 
 
Ayrıca, kabiliyetleri dahilinde her vatandaşa eşit şartlarda eşit iş ve maaş düzenlemesi de uygulanmalıdır. 
 
Ancak Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde yıllardır süre gelen terörün de etkisi ile yeni yatırımlar yok denecek kadar azdır. Hemşerileri dışında yöre insanına iş verecek yatırımcılara rastlanmamaktadır. 
 
Öyleyse iş ve aş için öncelikle terörün halli ve yatırım yapılacak yerlerin güvenliği gerekmektedir. 
 
Bizim sosyal devlet tezimizde terör meselesinin halli için ortaya koyduğumuz "vatandaşlık maaşı" projesi devletin bölge insanına kucak açmasının ilk adımı olacaktır. 
 
Çünkü Laz'ı, Türk'ü, Kürd'ü, Çerkez'i, Boşnak'ı vs. herkesin kardeş olduğu Türkiye'de, dağa çıkan vatandaşımız aç olduğu için kendine anlatılan yalanlara kanmaktadır. 
 
Eğer Devlet Baba, cebine para koymuş olsa idi, sabah kalktığında gideceği bir işi, evine ekmek götüreceği bir garantisi olsa idi, inanıyoruz ki, dağdaki kardeşlerimizi anaları, babaları, eşleri orada bırakmayacaktır. 
 
Kendileri de eline silah alıp, ekmeğini yediği devletine sırtını dönmeyecektir. 
 
Türkiye'nin büyük firmalarının bölgeye fabrikalar açmasının, sermaye aktarmasının sağlanması da devlete düşmektedir. 
 
Güvenliğin sağlanması ile teşvik edilen bu firmalar gönül rahatlığı ile oralara yönelecek ve belki de bir fabrika yüzlerce gence iş imkanı olacaktır. 
 
Doğu ve Güneydoğu bölgeleri için "dar bölge yaygın kalkınma planımız" da devreye sokulabilir. 
 
Bu plan ile hammaddenin olduğu yerde kurulacak küçük fabrikalar, üretimin hammaddenin yerinde olması ve buradan pazarlanmasının yapılması şeklinde bir sistem getirmektedir. 
 
Hayvancılığın, et ve et ürünlerinin çok olduğu bölgede büyük mandıralar ve et kombineleri devlet eliyle kurulmalıdır. 
 
Yine dokuma sanayi ve deri sanayi de çok rahatlıkla geliştirilebilir. Tarıma dayalı iş bölgelerinde tarıma dayalı sanayi, bisküvi, makarna ve un vs. gibi ürünlerin fabrikaları bu bölgelerde rahatlıkla yapılabilir, on binlerce insan istihdam edilebilirdi. 
 
Sosyal devlet tezimizde devletin vatandaşa sağladığı bir imkan da proje mukabili "0" faizli krediler ile onları iş sahibi, işinin patronu yapmaktır. 
 
Bu sayede kabiliyeti olana iş kurma şansını devlet verecektir. Sosyal devlet doğu ve güneydoğu da devreye girmeden bölgede asayişin, huzurun ve esenliğin temini imkansızdır. 
 
Azami derecede rüzgar enerjisinden istifade ile binlerce rüzgar gülü kurulup; milyonlarca kilovat saat elektrik enerjisi elde edilebilir. 
 
Buna mukabil bitmek tükenmek bilmeyen güneş enerjisi tam devreye konup, Doğulu ve Güneydoğulu vatandaşlarımıza geçim merkezi haline getirilebilir. 
 
Bu iş merkezlerinde oluşacak iş sahaları Doğulu ve Güneydoğulu vatandaşlarımızın bitmek bilmeyen geçim kaynağı olacaktır. 
 
Halkın talebi ve beklentisi bu olmalı ve buna göre tercihini yapması gerekir. Ancak bu imkânları devreye koyacak görüş ve tez sahibi insanları değil, plansız projesiz, tezsiz insanların arkasından giderek açlığın, kıtlığın, yokluğun maalesef faturasını ödeyen taraf haline gelmişlerdir.
 
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
•İnsanı insan yapan cevher 16 00:00:00.05.2024
•Kayıkçı kavgası 06 00:00:00.05.2024
•Hakların verilemeyeceği bir 1 Mayıs daha 01 00:00:00.05.2024
•Sosyal devlet olmak için 26 00:00:00.04.2024
•Millî ve dinî bütünlük 25 00:00:00.04.2024
•Allah'ın rahmetinden ümit kesilmez 20 00:00:00.04.2024
•Din Allah’a vuslat yoludur 18 00:00:00.04.2024
•'Çekilirsen aradan geri kalır Yaradan' 17 00:00:00.04.2024
•Arif olmak abid olmaktan geçer 16 00:00:00.04.2024
•Dosdoğru yol üzere yaşamak -2 15 00:00:00.04.2024
•Duma'da neler oldu? 28 00:00:00.02.2024
•Çürük tohum meyve vermez 08 00:00:00.02.2024
•Temelde çarpışan inançlardır 29 00:00:00.01.2024
•Katolik Kilisesinin Türkler Üzerindeki Planları 27 00:00:00.01.2024
•İslam, bir rejim değildir, dindir 22 00:00:00.01.2024
•İslamiyet’te adaletin eriştiği zirve 21 00:00:00.01.2024
•Hz. Peygamber hüküm sahibidir 18 00:00:00.01.2024
•"Sen, sende olmayasın ki, O sende olsun" 15 00:00:00.01.2024
•Milli para alnımızın teridir 13 00:00:00.01.2024
•Recep ayı ve Regaib Kandili 11 00:00:00.01.2024
•Asıl hürriyet Allah’a kulluktur 10 00:00:00.01.2024
•Aile 06 00:00:00.01.2024
•Türkiye karanlık bir döneme girdi -2 05 00:00:00.01.2024
•Türkiye karanlık bir döneme girdi -1 04 00:00:00.01.2024
•Türkler nasıl mahvedilir? 03 00:00:00.01.2024
•Milli Ekonomi Modeli uygulanmadan Türkiye kurtulamaz 29 00:00:00.12.2023
•Daha yolun başında uyarmıştı 28 00:00:00.12.2023
•Midemiz değil aç olan gönlümüzdür -1 26 00:00:00.12.2023
•Dünya malının yeri kalp değil ceptir 25 00:00:00.12.2023
•İlahi yardımlar kimlere gelir? 22 00:00:00.12.2023
•İbadet ruhunu söndürmek isteyenler 21 00:00:00.12.2023
•Her kafadan bir ses çıkıyor 20 00:00:00.12.2023
•Kürtler Türk boyundandır 19 00:00:00.12.2023
•Dinini kaybedenler milliyetlerini de kaybeder 15 00:00:00.12.2023
•Din mutlak muhtaç olan bir kurumdur 14 00:00:00.12.2023
•Kuvay-ı Milliye ruhu; milletin kimliğidir 11 00:00:00.12.2023
•Hayber Fethi’nin ardındaki hikmetler -2 09 00:00:00.12.2023
•Hayber Fethi’nin ardındaki hikmetler -1 08 00:00:00.12.2023
•Asırların bağrına bastığı lider Hz. Muhammed 07 00:00:00.12.2023
•Asıl mesele sistem değil insan meselesidir 06 00:00:00.12.2023
•Genç nüfus ve geleceğimiz 05 00:00:00.12.2023
•Amerikan yerlileri Hıristiyanlık adına yok edildi 04 00:00:00.12.2023
•Ahirete iman Allah’a imandır -2 02 00:00:00.12.2023
•Ahirete iman Allah’a imandır -1 01 00:00:00.12.2023
•Avrupa'nın kuyruğu olmak bize yakışmaz 30 00:00:00.11.2023
•AB bir inanç birliğidir 29 00:00:00.11.2023
•Milli Ekonomi Modeli uygulanmadan Türkiye kurtulamaz 28 00:00:00.11.2023
•Tek çıkış yolu Milli Ekonomi Modeli 27 00:00:00.11.2023
•Sosyal devlet olmak için 25 00:00:00.11.2023
•Sadece temennilerle hatırlanan öğretmenler 24 00:00:00.11.2023
•Milli Ekonomi Modeli zamanı 23 00:00:00.11.2023
•Milli paralarla ticaret için önce milli paraya sahip olmalıyız 21 00:00:00.11.2023
•Kayıkçı kavgası 20 00:00:00.11.2023
•MEM toplantıları vaktidir 16 00:00:00.11.2023
•MEM uygulanmadan Türkiye ekonomisi düzelmez 15 00:00:00.11.2023
•Dövizle borçlanmayın milli parayı basın 14 00:00:00.11.2023
•Tarımda nasıl bir politika belirlenmeli? 13 00:00:00.11.2023
•10 Kasım, gerçek Atatürk’ü anlamak 10 00:00:00.11.2023
•Delilleriyle Atatürk'ün soyağacı 09 00:00:00.11.2023
•Teknolojik gelişme ve kültürel bağımsızlığın korunması 08 00:00:00.11.2023
•Kalkınmak için çalışmak ve üretim şarttır 07 00:00:00.11.2023
•İnançların mücadelesi ve günümüz dünyası 06 00:00:00.11.2023
•Genç nüfus ve geleceğimiz 04 00:00:00.11.2023
•Her şey Allah'ı arıyor 03 00:00:00.11.2023
•Gaye kulluk, vasıta zikrullah 02 00:00:00.11.2023
•Prof. Dr. Haydar Baş 01 00:00:00.11.2023
•Büyük olmayı unuttuk 31 00:00:00.10.2023
•Atatürk'ün soyağacı 27 00:00:00.10.2023
•Haydar Hoca Rusçu mu olmuş? 26 00:00:00.10.2023
•ABD herkese aynı 25 00:00:00.10.2023
•ABD'nin ürettiği tezlerin amacı 24 00:00:00.10.2023
•Büyük Ortadoğu Projesi’ne karşı duruş 23 00:00:00.10.2023
•Gidecek başka vatanımız var mı? 22 00:00:00.10.2023
•Atatürk'e sahip çıkmak 20 00:00:00.10.2023
•Sosyal patlamaları önlemenin yolu 19 00:00:00.10.2023
•Zulümle payidar olunmaz 18 00:00:00.10.2023
•Türkiye'nin su politikası 17 00:00:00.10.2023
•Türkiye tedbirli olmalıdır 16 00:00:00.10.2023
•Ulusal güvenlik ve AB üyeliği 15 00:00:00.10.2023
•Ulusal güvenlik meselesi 14 00:00:00.10.2023
•Türkiye'ye düşen büyük görev 13 00:00:00.10.2023
•Teşhis yanlış olunca 12 00:00:00.10.2023
•Atatürk vatandır 11 00:00:00.10.2023
•Esad denklemi 10 00:00:00.10.2023
•Ortadoğu'da paylaşım 09 00:00:00.10.2023
•Kriz milli çözümlerle aşılır 07 00:00:00.10.2023
•Medeniyet ve teknoloji 06 00:00:00.10.2023
•Maksat aynı metotlar değişik 05 00:00:00.10.2023
•Kim dost, kim düşman? 04 00:00:00.10.2023
•Küreselleşmenin düşmanı: Milli oluşum 03 00:00:00.10.2023
•Küreselleşme ile örtülen gerçekler 02 00:00:00.10.2023
•İslam'la terör asla bağdaşmaz 29 00:00:00.09.2023
•Terör Batı kaynaklıdır 28 00:00:00.09.2023
•Küresel sömürü ve Türkiye 27 00:00:00.09.2023
•Küresel oyunlar ve Türkiye 26 00:00:00.09.2023
•Kültürel sömürü ve neticeleri 25 00:00:00.09.2023
•Kurtla kuzunun hikâyesi 23 00:00:00.09.2023
•İsrail'le ilişkiler ve Ortadoğu politikamız 22 00:00:00.09.2023
•IMF reçetelerinde çözüm yok 21 00:00:00.09.2023
•Global kuşatma ve Türkiye 20 00:00:00.09.2023
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--



logo

   E-posta: bilgi(@)kadirga.com.tr
Tüm hakları Kadırga TV adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr