HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 18 MAYIS 2024, CUMARTESİ

Bir varmış, bir yokmuş...

09.01.2023 00:00
Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde yayımlanan 21.02.2013 tarihli yazısıdır
 
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde 3 tarafı denizlerle çevrili bir ülke varmış. Allah, her türlü zenginliği bu ülkenin insanlarına bahşetmiş…
 
Bolluk ve bereket içinde yaşar giderlermiş.
 
Başa gelen padişahları da ülkeyi sever, halkının isteklerini az ya da çok dinler, dediklerini yapmaya çalışırmış.
 
Ülkenin sahip olduğu kaynaklar, komşularından daha fazlaymış. Birçok devletin, hatta uzak denizlerde yer alanların bile bu ülkenin kaynaklarında gözü varmış. Burası başka diyarlara geçiş yollarında olduğu için de çok kıymetliymiş.
 
Velhasıl, herkes burayı yönetmenin derdindeymiş. Ama başa geçen padişahlar, tehdit de edilse,  oyunlarla kandırılmaya çalışılsa da ülkeyi vermemişler.
 
Düşmanlar şöyle bir plan düşünmüşler. İnsana benzeyen büyük bir robot hazırlamışlar. 
 
Robotun içinde konuşma CD'leri varmış. Birisi soru sorduğunda cevap veriyormuş ama sadece hazırlanan CD içindeki metinleri okuyabiliyormuş. 
 
Eğer robot vezir olursa, "Savaşmadan istediklerimiz alırız. Herkesi uyuturuz" diye hesap etmiş düşmanlar…
 
Bu robot adamı bir oyunla vezirliğe getirmişler. Başka ülkenin ajanları Padişahı çok akıllı ve yetişmiş bir adam olduğuna, ülkeye çok hizmet edeceğine ikna etmişler.
 
Halkın arasında da bu yeni vezir, padişahların şimdiye kadar size vermediği hakları verecek diye yaymışlar. Vezir ülkenin yarısından fazlasının gönlünü kazanarak göreve başlamış.
 
Başlamış başlamasına ama kısa sürede yaptıklarında bir tuhaflık olduğu fark edilmiş.
 
İlk zamanlar "ülke, halk" diyen vezir, kısa zaman sonra ülkedeki ve halkı bırakıp, yabancı tebaanın derdine düşmüş.
 
İlk zaman seferler ile ülkeye saldıranların üzerine giden vezir, bir bakmışlar ki, adamlarını onlarla masaya oturtmuş anlaşma yaptırıyor.
 
Padişah ise bu işlere niyeyse karışmaz olmuş.
 
Halktan, "Niye onların yanındasın" diye soranlara ise, "Yok öyle bir şey, onlarla görüşen şerefsizdir" diye çıkışıyormuş. 
 
Sonra görüşmeler devam edince, çıkıp bu sefer, "Evet, adamlarım görüşüyor, yine görüşür" demiş. Halk bir mana verememiş.
 
Bazılarının sesi yükselince bu sefer yine "Biz haremiler ile masaya oturmayız" diye bağırmaya başlamış. Vezirin bir dediği diğerini tutmayan lafları sadece bu olayla da sınırlı kalmamış.
 
O ülkenin kanunlarına göre, haramilerin başı idam edilirmiş. Vezir önce hapis edilmiş olan haramilerin başı idam edilmesin diye idam cezasını kaldırmış. 
 
Ama bir zaman sonra, "idam cezasını tekrar getirsek iyi olur" diye söylenmeye başlamış…
 
Ülke öyle bir başıboşluk haline girmiş ki, çeşitli yollarla girmek isteyen düşmanlar, bazı şehirlere elini kolunu sallaya sallaya kendi askerlerini yerleştirme kararı bile almışlar.
 
Halk yine vezire sormuş: Düşman askerlerini ülkeye neden alıyorsun?
 
Vezir: Eğer gelseler haberim olurdu, yok öyle bir şey diye cevap vermiş.
 
Vezirin yok öyle bir şey demesinden bir hafta geçmeden düşman askerleri ülkeye akın akın yerleşmeye başlamışlar…
 
Üstelik bizim vezir, düşman askerlerinin bir bölgeye karargâh kurmalarını törenlerle kendi organize etmiş.
 
Gel zaman git zaman, halk bu işin aslını öğrenmeye karar vermiş. Çünkü vezir, uzaktan kumandalı pilli bir bebeğe benziyormuş. Yoksa bir gün söylediğini ertesi gün yalanlayan bir kişi mi olmuş?
 
Kendi aralarında eğer "bu adam gerçekten de bir gün dediğine ertesi gün yalan" diyor ve  her ikisini de inanarak söylüyorsa buna deli denir. Böyle birisi değil ülke ev bile idare edemez. Hemen onu alaşağı edelim diye ayaklanmış.
 
Veziri bir köşede kıstırmışlar. Huzura getirmişler.
 
Kaçmaya çalışan vezirin çıkan arbede de üstü başı yırtılmış. Bir de bakmışlar ki, vezir gerçekten insan değil…
 
Pilli bir robot... İçinde bir sürü konuşma CD'leri…
 
Vatanını seven halk anlamış ki, vezir, kendi iradesi ile kendini yalanlamıyor. Ona konuş diye ne emrediliyorsa onu konuşuyor. Uzaktan kumanda ile idare edildiğini anlayan halk halini kara kara düşünmüş...      
 
"Bizi adam yerine koyanları dinlemedik, bak ne kötü hallere düştük "demişler...
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
•İnsanı insan yapan cevher 16 00:00:00.05.2024
•Kayıkçı kavgası 06 00:00:00.05.2024
•Hakların verilemeyeceği bir 1 Mayıs daha 01 00:00:00.05.2024
•Sosyal devlet olmak için 26 00:00:00.04.2024
•Millî ve dinî bütünlük 25 00:00:00.04.2024
•Allah'ın rahmetinden ümit kesilmez 20 00:00:00.04.2024
•Din Allah’a vuslat yoludur 18 00:00:00.04.2024
•'Çekilirsen aradan geri kalır Yaradan' 17 00:00:00.04.2024
•Arif olmak abid olmaktan geçer 16 00:00:00.04.2024
•Dosdoğru yol üzere yaşamak -2 15 00:00:00.04.2024
•Duma'da neler oldu? 28 00:00:00.02.2024
•Çürük tohum meyve vermez 08 00:00:00.02.2024
•Temelde çarpışan inançlardır 29 00:00:00.01.2024
•Katolik Kilisesinin Türkler Üzerindeki Planları 27 00:00:00.01.2024
•İslam, bir rejim değildir, dindir 22 00:00:00.01.2024
•İslamiyet’te adaletin eriştiği zirve 21 00:00:00.01.2024
•Hz. Peygamber hüküm sahibidir 18 00:00:00.01.2024
•"Sen, sende olmayasın ki, O sende olsun" 15 00:00:00.01.2024
•Milli para alnımızın teridir 13 00:00:00.01.2024
•Recep ayı ve Regaib Kandili 11 00:00:00.01.2024
•Asıl hürriyet Allah’a kulluktur 10 00:00:00.01.2024
•Aile 06 00:00:00.01.2024
•Türkiye karanlık bir döneme girdi -2 05 00:00:00.01.2024
•Türkiye karanlık bir döneme girdi -1 04 00:00:00.01.2024
•Türkler nasıl mahvedilir? 03 00:00:00.01.2024
•Milli Ekonomi Modeli uygulanmadan Türkiye kurtulamaz 29 00:00:00.12.2023
•Daha yolun başında uyarmıştı 28 00:00:00.12.2023
•Midemiz değil aç olan gönlümüzdür -1 26 00:00:00.12.2023
•Dünya malının yeri kalp değil ceptir 25 00:00:00.12.2023
•İlahi yardımlar kimlere gelir? 22 00:00:00.12.2023
•İbadet ruhunu söndürmek isteyenler 21 00:00:00.12.2023
•Her kafadan bir ses çıkıyor 20 00:00:00.12.2023
•Kürtler Türk boyundandır 19 00:00:00.12.2023
•Dinini kaybedenler milliyetlerini de kaybeder 15 00:00:00.12.2023
•Din mutlak muhtaç olan bir kurumdur 14 00:00:00.12.2023
•Kuvay-ı Milliye ruhu; milletin kimliğidir 11 00:00:00.12.2023
•Hayber Fethi’nin ardındaki hikmetler -2 09 00:00:00.12.2023
•Hayber Fethi’nin ardındaki hikmetler -1 08 00:00:00.12.2023
•Asırların bağrına bastığı lider Hz. Muhammed 07 00:00:00.12.2023
•Asıl mesele sistem değil insan meselesidir 06 00:00:00.12.2023
•Genç nüfus ve geleceğimiz 05 00:00:00.12.2023
•Amerikan yerlileri Hıristiyanlık adına yok edildi 04 00:00:00.12.2023
•Ahirete iman Allah’a imandır -2 02 00:00:00.12.2023
•Ahirete iman Allah’a imandır -1 01 00:00:00.12.2023
•Avrupa'nın kuyruğu olmak bize yakışmaz 30 00:00:00.11.2023
•AB bir inanç birliğidir 29 00:00:00.11.2023
•Milli Ekonomi Modeli uygulanmadan Türkiye kurtulamaz 28 00:00:00.11.2023
•Tek çıkış yolu Milli Ekonomi Modeli 27 00:00:00.11.2023
•Sosyal devlet olmak için 25 00:00:00.11.2023
•Sadece temennilerle hatırlanan öğretmenler 24 00:00:00.11.2023
•Milli Ekonomi Modeli zamanı 23 00:00:00.11.2023
•Milli paralarla ticaret için önce milli paraya sahip olmalıyız 21 00:00:00.11.2023
•Kayıkçı kavgası 20 00:00:00.11.2023
•MEM toplantıları vaktidir 16 00:00:00.11.2023
•MEM uygulanmadan Türkiye ekonomisi düzelmez 15 00:00:00.11.2023
•Dövizle borçlanmayın milli parayı basın 14 00:00:00.11.2023
•Tarımda nasıl bir politika belirlenmeli? 13 00:00:00.11.2023
•10 Kasım, gerçek Atatürk’ü anlamak 10 00:00:00.11.2023
•Delilleriyle Atatürk'ün soyağacı 09 00:00:00.11.2023
•Teknolojik gelişme ve kültürel bağımsızlığın korunması 08 00:00:00.11.2023
•Kalkınmak için çalışmak ve üretim şarttır 07 00:00:00.11.2023
•İnançların mücadelesi ve günümüz dünyası 06 00:00:00.11.2023
•Genç nüfus ve geleceğimiz 04 00:00:00.11.2023
•Her şey Allah'ı arıyor 03 00:00:00.11.2023
•Gaye kulluk, vasıta zikrullah 02 00:00:00.11.2023
•Prof. Dr. Haydar Baş 01 00:00:00.11.2023
•Büyük olmayı unuttuk 31 00:00:00.10.2023
•Atatürk'ün soyağacı 27 00:00:00.10.2023
•Haydar Hoca Rusçu mu olmuş? 26 00:00:00.10.2023
•ABD herkese aynı 25 00:00:00.10.2023
•ABD'nin ürettiği tezlerin amacı 24 00:00:00.10.2023
•Büyük Ortadoğu Projesi’ne karşı duruş 23 00:00:00.10.2023
•Gidecek başka vatanımız var mı? 22 00:00:00.10.2023
•Atatürk'e sahip çıkmak 20 00:00:00.10.2023
•Sosyal patlamaları önlemenin yolu 19 00:00:00.10.2023
•Zulümle payidar olunmaz 18 00:00:00.10.2023
•Türkiye'nin su politikası 17 00:00:00.10.2023
•Türkiye tedbirli olmalıdır 16 00:00:00.10.2023
•Ulusal güvenlik ve AB üyeliği 15 00:00:00.10.2023
•Ulusal güvenlik meselesi 14 00:00:00.10.2023
•Türkiye'ye düşen büyük görev 13 00:00:00.10.2023
•Teşhis yanlış olunca 12 00:00:00.10.2023
•Atatürk vatandır 11 00:00:00.10.2023
•Esad denklemi 10 00:00:00.10.2023
•Ortadoğu'da paylaşım 09 00:00:00.10.2023
•Kriz milli çözümlerle aşılır 07 00:00:00.10.2023
•Medeniyet ve teknoloji 06 00:00:00.10.2023
•Maksat aynı metotlar değişik 05 00:00:00.10.2023
•Kim dost, kim düşman? 04 00:00:00.10.2023
•Küreselleşmenin düşmanı: Milli oluşum 03 00:00:00.10.2023
•Küreselleşme ile örtülen gerçekler 02 00:00:00.10.2023
•İslam'la terör asla bağdaşmaz 29 00:00:00.09.2023
•Terör Batı kaynaklıdır 28 00:00:00.09.2023
•Küresel sömürü ve Türkiye 27 00:00:00.09.2023
•Küresel oyunlar ve Türkiye 26 00:00:00.09.2023
•Kültürel sömürü ve neticeleri 25 00:00:00.09.2023
•Kurtla kuzunun hikâyesi 23 00:00:00.09.2023
•İsrail'le ilişkiler ve Ortadoğu politikamız 22 00:00:00.09.2023
•IMF reçetelerinde çözüm yok 21 00:00:00.09.2023
•Global kuşatma ve Türkiye 20 00:00:00.09.2023
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--



logo

   E-posta: bilgi(@)kadirga.com.tr
Tüm hakları Kadırga TV adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr