HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 15 MAYIS 2024, ÇARŞAMBA

Türkiye yol ayrımında

08.09.2023 00:00
Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde yayımlanan 07-09-2012 tarihli yazısıdır
 
Avrupa Parlamentosu, aday ülkelerin oylandığı toplantı sonrası, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ne adaylık yolunu açtı.
 
Lüksemburglu parlamenterin hazırladığı Kıbrıs raporunu değerlendirerek verilen kararda, Rum kesiminin ekonomik ve diğer şartları dikkate alındığında adaylık yeterliliğine sahip olduğu belirtildi.
 
KKTC ve Türkiye'ye yönelik sert eleştirilerin de yer aldığı aynı açıklamada, 2 kesimin birleşmesi yönündeki çabaları zorlaştıran (?) Türk tarafı adeta "işgalci" olarak nitelendirildi.
 
Birleşme sağlanamazsa bile bu durumun Güney Kıbrıs'ın adaylık sürecini engellemeyeceği vurgulanan karar, Türkiye'ye karşı AB'nin bir nevi restidir. Zira, garantör konumundaki Türkiye'nin ada'yı ilhakı durumunda, bunun kendi adaylığını etkileyeceği, bir anlamda tehlikeye sokacağı açıkça dile getirilmiştir.
 
1960 yılında, Yunanistan ve İngiltere ile beraber Kıbrıs'ın garantörü olduğunu ilan eden Türkiye o tarihten beri, adadaki Türk nüfusun tanınması ve varlığını sürdürmesinde yegane destek olmuştur.
 
Yunanistan ve topyekün Batının gözünde adanın tek sahibi olarak gösterilmeye çalışılan Rum kesimine karşı bu sıfatını kullanarak milleti, dili, dini, tarihi bir olan kardeşlerine sahip çıkmıştır.
 
Bu sebeple Kıbrıs her zaman bizim bir parçamız olarak görülmüş, adanın Türklerden temizlenmesiyle ülkemizin parçalanmasının hızlanacağı düşünülmüştür.
 
Kuzey Kıbrıs'ın ülkemiz açısından bu derece önemli konumunu bilen Batı, adadaki Türk hakimiyetinin sona erdirilmesini AB'ne adaylık sürecinde bir şart olarak ileri sürmektedir.
 
Helsinki Zirvesi sonrası, Kıbrıs meselesi orta vadede halledilmesi gereken bir sorun olarak tespit edilmişken, Yunanistan'ın müdahalesiyle kısa vadeye çekilmiş; yine Helsinki şartlarına göre 2002 yılına kadar halledilmezse çözüm BM veya Lahey Adalet Divanı'na bırakılmıştır.
 
Meselenin çözüme kavuşturulması için tespit edilen süre dahi beklenilmeden Güney Kıbrıs'a adaylık yolunun açılması, Rumların adadaki Türkleri toptan imhasını içeren Akritas Planı ve Enosis hedefleri istikametinde Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı bir zaferidir.
 
Bu olay, AB'ne girebilmek için uğruna en temel değerlerinden tavizlerle Anayasasını daha üye olmadan değiştirmeye uğraşan Türkiye'ye bir derstir. Hevesi için nelere hazır olması gerektiğini gösteren bir başlangıçtır. Eğer AB Kıbrıs'ı alırsa, bir adım ilerisi Ege, Güneydoğu Anadolu'nun istedikleri doğrultuda paylaşımıdır.
 
Adaylığımızın açıklandığı tarihten beri dile getirdiğimiz gibi AB, Hıristiyan dini etrafında birleşmiş Batılı devletler topluluğudur.
 
1997 yılında, AB siyasi ülkelerin devlet bakanları ve bakanlarının da üyesi olduğu Hıristiyan Demokratların yıllık toplantısında Belçikalı Başkan Wifried Martens, yaptığı konuşmayla bu durumu şöyle izah etmiştir:
 
"Bize göre Türkiye, AB'ne aday olamaz. Bizler Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesinden yanayız ancak Avrupa projesi bir medeniyet projesidir. Bu çerçevede Türkiye'nin tam üyelik için adaylığı kabul edilemez."
 
Temeli Hıristiyan dini olan bu medeniyetler topluluğuna temeli tevhid akidesi olan Türk medeniyetinin dahil olamayacağı açıktır.
 
Gelinen noktada, AB'nin kararı ile ülkemiz bir yol ayrımındadır. Ya AB'nden vazgeçeceğiz ya da üyelik uğruna şu an için Kıbrıs'ı, daha sonrasında ise sırasıyla diğer topraklarımızı feda edeceğiz.
 
Kaldı ki, kimliğimizle dahil olamayacağımız kendilerince de açıklanan bu topluluğa, benliğimizi kaybedip, onların istediği şekle girmedikçe, Hıristiyan olmadıkça ne yaparsak yapalım yine üye olamayız.
 
Dini ve devletiyle, Türkü Türk yapan değerleriyle bir bütün olan milletimiz, Hıristiyan kimliğinde asimile olmayı kabul etmeyeceğine göre, AB hevesinden vazgeçmemiz kaçınılmazdır.
 
Konu hakkında ise, hükümet ortağı liderlerimizden henüz bir açıklama gelmemiştir.
 
Ancak Müslüman azınlık statüsünde yer alabileceğimiz bir topluluk yerine; Türkî Cumhuriyetler ve İslam Dünyası ile kuracağımız ve başı çekeceğimiz AB benzeri "Türk-İslam Ortak Pazarı" projesini bir an evvel hayata geçirmek yeni ve gerçek hedefimiz olmalıdır.
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
•Kayıkçı kavgası 06 00:00:00.05.2024
•Hakların verilemeyeceği bir 1 Mayıs daha 01 00:00:00.05.2024
•Sosyal devlet olmak için 26 00:00:00.04.2024
•Millî ve dinî bütünlük 25 00:00:00.04.2024
•Allah'ın rahmetinden ümit kesilmez 20 00:00:00.04.2024
•Din Allah’a vuslat yoludur 18 00:00:00.04.2024
•'Çekilirsen aradan geri kalır Yaradan' 17 00:00:00.04.2024
•Arif olmak abid olmaktan geçer 16 00:00:00.04.2024
•Dosdoğru yol üzere yaşamak -2 15 00:00:00.04.2024
•Duma'da neler oldu? 28 00:00:00.02.2024
•Çürük tohum meyve vermez 08 00:00:00.02.2024
•Temelde çarpışan inançlardır 29 00:00:00.01.2024
•Katolik Kilisesinin Türkler Üzerindeki Planları 27 00:00:00.01.2024
•İslam, bir rejim değildir, dindir 22 00:00:00.01.2024
•İslamiyet’te adaletin eriştiği zirve 21 00:00:00.01.2024
•Hz. Peygamber hüküm sahibidir 18 00:00:00.01.2024
•"Sen, sende olmayasın ki, O sende olsun" 15 00:00:00.01.2024
•Milli para alnımızın teridir 13 00:00:00.01.2024
•Recep ayı ve Regaib Kandili 11 00:00:00.01.2024
•Asıl hürriyet Allah’a kulluktur 10 00:00:00.01.2024
•Aile 06 00:00:00.01.2024
•Türkiye karanlık bir döneme girdi -2 05 00:00:00.01.2024
•Türkiye karanlık bir döneme girdi -1 04 00:00:00.01.2024
•Türkler nasıl mahvedilir? 03 00:00:00.01.2024
•Milli Ekonomi Modeli uygulanmadan Türkiye kurtulamaz 29 00:00:00.12.2023
•Daha yolun başında uyarmıştı 28 00:00:00.12.2023
•Midemiz değil aç olan gönlümüzdür -1 26 00:00:00.12.2023
•Dünya malının yeri kalp değil ceptir 25 00:00:00.12.2023
•İlahi yardımlar kimlere gelir? 22 00:00:00.12.2023
•İbadet ruhunu söndürmek isteyenler 21 00:00:00.12.2023
•Her kafadan bir ses çıkıyor 20 00:00:00.12.2023
•Kürtler Türk boyundandır 19 00:00:00.12.2023
•Dinini kaybedenler milliyetlerini de kaybeder 15 00:00:00.12.2023
•Din mutlak muhtaç olan bir kurumdur 14 00:00:00.12.2023
•Kuvay-ı Milliye ruhu; milletin kimliğidir 11 00:00:00.12.2023
•Hayber Fethi’nin ardındaki hikmetler -2 09 00:00:00.12.2023
•Hayber Fethi’nin ardındaki hikmetler -1 08 00:00:00.12.2023
•Asırların bağrına bastığı lider Hz. Muhammed 07 00:00:00.12.2023
•Asıl mesele sistem değil insan meselesidir 06 00:00:00.12.2023
•Genç nüfus ve geleceğimiz 05 00:00:00.12.2023
•Amerikan yerlileri Hıristiyanlık adına yok edildi 04 00:00:00.12.2023
•Ahirete iman Allah’a imandır -2 02 00:00:00.12.2023
•Ahirete iman Allah’a imandır -1 01 00:00:00.12.2023
•Avrupa'nın kuyruğu olmak bize yakışmaz 30 00:00:00.11.2023
•AB bir inanç birliğidir 29 00:00:00.11.2023
•Milli Ekonomi Modeli uygulanmadan Türkiye kurtulamaz 28 00:00:00.11.2023
•Tek çıkış yolu Milli Ekonomi Modeli 27 00:00:00.11.2023
•Sosyal devlet olmak için 25 00:00:00.11.2023
•Sadece temennilerle hatırlanan öğretmenler 24 00:00:00.11.2023
•Milli Ekonomi Modeli zamanı 23 00:00:00.11.2023
•Milli paralarla ticaret için önce milli paraya sahip olmalıyız 21 00:00:00.11.2023
•Kayıkçı kavgası 20 00:00:00.11.2023
•MEM toplantıları vaktidir 16 00:00:00.11.2023
•MEM uygulanmadan Türkiye ekonomisi düzelmez 15 00:00:00.11.2023
•Dövizle borçlanmayın milli parayı basın 14 00:00:00.11.2023
•Tarımda nasıl bir politika belirlenmeli? 13 00:00:00.11.2023
•10 Kasım, gerçek Atatürk’ü anlamak 10 00:00:00.11.2023
•Delilleriyle Atatürk'ün soyağacı 09 00:00:00.11.2023
•Teknolojik gelişme ve kültürel bağımsızlığın korunması 08 00:00:00.11.2023
•Kalkınmak için çalışmak ve üretim şarttır 07 00:00:00.11.2023
•İnançların mücadelesi ve günümüz dünyası 06 00:00:00.11.2023
•Genç nüfus ve geleceğimiz 04 00:00:00.11.2023
•Her şey Allah'ı arıyor 03 00:00:00.11.2023
•Gaye kulluk, vasıta zikrullah 02 00:00:00.11.2023
•Prof. Dr. Haydar Baş 01 00:00:00.11.2023
•Büyük olmayı unuttuk 31 00:00:00.10.2023
•Atatürk'ün soyağacı 27 00:00:00.10.2023
•Haydar Hoca Rusçu mu olmuş? 26 00:00:00.10.2023
•ABD herkese aynı 25 00:00:00.10.2023
•ABD'nin ürettiği tezlerin amacı 24 00:00:00.10.2023
•Büyük Ortadoğu Projesi’ne karşı duruş 23 00:00:00.10.2023
•Gidecek başka vatanımız var mı? 22 00:00:00.10.2023
•Atatürk'e sahip çıkmak 20 00:00:00.10.2023
•Sosyal patlamaları önlemenin yolu 19 00:00:00.10.2023
•Zulümle payidar olunmaz 18 00:00:00.10.2023
•Türkiye'nin su politikası 17 00:00:00.10.2023
•Türkiye tedbirli olmalıdır 16 00:00:00.10.2023
•Ulusal güvenlik ve AB üyeliği 15 00:00:00.10.2023
•Ulusal güvenlik meselesi 14 00:00:00.10.2023
•Türkiye'ye düşen büyük görev 13 00:00:00.10.2023
•Teşhis yanlış olunca 12 00:00:00.10.2023
•Atatürk vatandır 11 00:00:00.10.2023
•Esad denklemi 10 00:00:00.10.2023
•Ortadoğu'da paylaşım 09 00:00:00.10.2023
•Kriz milli çözümlerle aşılır 07 00:00:00.10.2023
•Medeniyet ve teknoloji 06 00:00:00.10.2023
•Maksat aynı metotlar değişik 05 00:00:00.10.2023
•Kim dost, kim düşman? 04 00:00:00.10.2023
•Küreselleşmenin düşmanı: Milli oluşum 03 00:00:00.10.2023
•Küreselleşme ile örtülen gerçekler 02 00:00:00.10.2023
•İslam'la terör asla bağdaşmaz 29 00:00:00.09.2023
•Terör Batı kaynaklıdır 28 00:00:00.09.2023
•Küresel sömürü ve Türkiye 27 00:00:00.09.2023
•Küresel oyunlar ve Türkiye 26 00:00:00.09.2023
•Kültürel sömürü ve neticeleri 25 00:00:00.09.2023
•Kurtla kuzunun hikâyesi 23 00:00:00.09.2023
•İsrail'le ilişkiler ve Ortadoğu politikamız 22 00:00:00.09.2023
•IMF reçetelerinde çözüm yok 21 00:00:00.09.2023
•Global kuşatma ve Türkiye 20 00:00:00.09.2023
•Ekonomik kriz ve paranın tekelleşmesi 19 00:00:00.09.2023
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--



logo

   E-posta: bilgi(@)kadirga.com.tr
Tüm hakları Kadırga TV adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr