Hz. Hüseyin (a.s.) ve yanındakiler geceyi ibadetle geçirdiler. Bütün gece namaz kıldılar, Kur'an okudular ve Allah'a dua ettiler. Bu manzaradan çok etkilenen otuz iki kişi Ömer b. Sa'd'ın ordusundan ayrılarak İmam Hüseyin (a.s.)'ın saflarına katıldı.
"Hüseyin (a.s.)'ın ashabından biri gelerek şöyle dedi: "İbn-i Sa'd'ın askerlerinden bir grup atlı bizi gözetlemek için gelmişlerdir."
O sırada Hüseyin (a.s.) şu ayetleri okuyordu: "İnkar edenler sanmasınlar ki, kendilerine mühlet vermemiz onlar için daha hayırlıdır. Onlara ancak günahlarını arttırmaları için fırsat veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır. Allah mü'minleri şu bulunduğunuz durumda bırakacak değildir, sonunda murdarı temizden ayıracaktır."
Bu atlılardan Abdullah b. Semir adında biri bu ayetleri duydu. Dedi ki: "Kâbe'nin Rabbine and olsun ki, bizler temiziz, Allah, bizi, sizden ayıracaktır."
Budeyr b. Hudayr ona şöyle dedi: "Ey Fâsık! Allah seni mi temizlerden kılacak?"
Dedi ki: "Yazıklar olsun sana, kimsin sen?"
Dedi ki: "Ben Budeyr b. Hudayr'ım."
Sonra ikisi birbirlerine sövdüler.
Seher vakti olunca Hüseyin (a.s.) biraz uyukladı. Ardından uyandı ve dedi ki: "Köpeklerin saldırısına uğradığımı gördüm. Beni parçalamaya çalışıyorlardı. İçlerinden alacalı olan biri en şiddetli şekilde bana saldırıyordu. Bana öyle geliyor ki, beni öldürmeyi üstlenecek kişi, vücudunda alaca hastalığı olan biri olacaktır."
Bu uyku sonrasında söyledikleri ile ilgili olarak farklı rivayetler de vardır:
"Bu uykudan sonra, Resulüllah (s.a.v.)'i bir grup ashabı ile birlikte gördüm. Bana şöyle buyurdu: "Sen bu ümmetin şehidisin, göklerin ve en yüksek semânın ehli, senin gelmeni birbirlerine müjdeliyorlar.
İftarın bu gece bizim yanımızda olacaktır, acele et, gecikme. Bir melek kanını yeşil bir şişeye toplamak için gökten inmiştir. İşte gördüğün uyku budur, şehadet zamanı gelip çatmış, artık bu dünyadan göç etme zamanı iyice yaklaşmıştır; bunda bir şüphe de yoktur."
Hikmetler
İmam Hüseyin (a.s.)'ın rüyasında ceddi Resulüllah (s.a.v.)'in ona söylediği şu söz Kerbela nın önemini ortaya koymaktadır: "Sen ümmetin şehidisin."
Bu hitap, Hz. Hüseyin (a.s.)'ın neden şehit olduğunu, öleceğini bile bile gözünü kırpmadan bu âna eriştiğini ispatlamaktadır.
İmam (a.s.) kendini ümmeti için feda etmiştir. Ümmetin yanlışlardan arınması, ümmetin gerçekleri görmesi için kendini feda etmiştir. Ve onun şehadeti, bu ümmetin kurtuluşu olacaktır…
Ashabın içinde bulunduğu ruh haline bir örnek
O gece ashabdan birine, oğlu hakkında düşmana esir düştüğü haberi geldi. Adam, "Ben yaşadığım müddetçe oğlumun başına böyle bir durumun gelmesini istemezdim" dedi.
İmam Hüseyin (a.s.)'a, ashabından o adamın başına böyle bir durumun geldiği haberini verdiler. İmam (a.s.) onun huzuruna gelmesini istedi. Ve şöyle buyurdu: "Şimdi genç oğlun yakalanmıştır, bir insanın gidip onu kurtarması ve esirlikten çıkarması için bir miktar para ve hediye vermesi gerekir."
Orada paraya çevrilebilecek bazı elbiseler ve eşyalar vardı. İmam (a.s.) ona şöyle buyurdu: "Bunları alıp paraya çevirebilir ve sonra düşmana verip oğlunu serbest bıraktırabilirsin."
İmam (a.s.) sözünü daha yeni bitirmişti ki, ashabı olan o şahıs şöyle arz etti: "Ben eğer böyle bir iş yaparsam, çölün canavarları beni canlı canlı parçalayıp yesin. Oğlum esir olmuşsa olmuş, benim oğlum sizden daha mı azizdir?"
İbadetle, taatle ve zikirle geçirilen gecede, artık İmam ashabına karşı hüccetini tamamlamıştır. Herkes, ertesi gün şehit olacağını bilerek hareket etmektedir." (Prof. Dr.
Haydar Baş İmam Hüseyin eserinden)