



Yalı Mahallesi'nin isminin Faroz olarak değiştirilme süreci ve Terörsüz Türkiye ile ilgili Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nde DEM Parti ile ilgili açıklama yapan Başkan Karadağ, "Bazı arkadaşlarımızdan duyum aldım. DEM Parti Trabzon'da il başkanlığı için yer bakmış. Tabelasının güzel görüneceği bir nokta olmadığı için şimdilik askıya alınmış…" dedi.
Başkan Karadağ açıklamalarının devamında şu ifadeleri kullandı:
Yalı Mahallesi isminin Faroz olarak değişmesi için Ortahisar Belediye Meclisince referanduma gidilmesi kararı alınarak, alınan bu karar Ortahisar Kaymakamlığına gönderildi. Kısacası, top, pardon her an patlamaya hazır pimi çekili bomba Vali ve Kaymakam Beylerin kucağına atıldı.
Bu fikri ortaya atanlar kimlerdir diye sorulacak olursa;
Bu fikri ortaya atanlar, asla hiç kimsenin tanımadığı ve bizden olmayan art niyetli bir takım gizli güçlerin elemanlarıdır. Bazen de o semtin içinde yaşayan bir KRİPTODUR.
Bu elemanlar, önce mahalle-semt kahve ve çay ocaklarına sokulurlar, buralarda bir iki defalığına "Yahu arkadaşlar! Bizim mahallenin eski ismi daha güzeldi, dünya bizi bu isimle tanıyor, tekrar eski isme dönsek ne iyi olurdu"şeklinde fısıldarlar ve bir daha ortalıkta görülmezler.
Bu sinsi fısıltı gittikçe yüksek sesle konuşulmaya başlar. Bir zaman sonra bizim duygusal ve samimi insanlarımız bu fikri benimseyip sahiplenirler. Kendilerine oluşan aşırı duygusallık ve bilmeden oluşabilecek bu tuzak onları referandum istemeye kadar sürükler.
Faroz ismine tekrar dönüş isteği işte bu duygusallığın neticesindedir.
Bu hadise, bölge ve Trabzon'a, dolayısıyla Türk Devletine kurulan kirli bir Pontus tuzağıdır. Maalesef iyi niyetli ve aşırı duygusal olup, bölge üzerindeki dış kaynaklı kirli senaryolardan habersiz insanlarımız bu duygusal düşmüş oldular. Bazı şeylerin farkına vardıklarında, bu tuzağı parçalayacaklarını biliyorum ve inanıyorum.
Duygusal davranan masum ve tertemiz insanlarımız, içinde düşürüldükleri tuzağın farkında olamadan "Biz mahallemizin eski adına dönmesini istiyoruz, referandum yapılsın" derler ve bu andan hemen sonra, o sinsi odaklar tekrar devreye girer, basında, halk arasında olay darmadağın kopartılır.
Burada usta bir "toplum mühendisliği" söz konusudur.
Yalı Mahallesi gerçekten samimi, dürüst, hareketli, bir o kadar da neşeli insanlardan oluşan farklı bir mahallemizdir. Bu mahalleden olmak farklı bir duygudur. İşte birileri bu duyguları istismar ederek, mahallelinin insanlarını etkilemişler ve onlarda tekrar Faroz ismine dönülmesi fikrini uyandırmışlardır.
Buradaki asıl gayeleri, mahalle, köy ve isimleri üzerinden Trabzon ve havalisini karıştırmak, bu bölgenin asıl sahiplerinin Türkler değil de başka milletler olduğunu ispat etmek ve bölgede farklı farklı kültürlerin izlerini sürerek hayali Pontus'a zemin hazırlamaktır.
Önce Yalı Mahallesi Faroz olarak değiştirilseydi ve hemen arkasından daha birçok yer, mahalle, köy isimlerinin değişimi gündeme gelecekti ve hemen ardından birçok kirli oyunun kapısı aralanacaktı. İşte bu tuzağa düşülmemelidir.
Faroz ismi, bu sinsi ve kirli tuzağın ilk basamağı ve anahtarıdır. Asla bu tuzağa düşülmemelidir.
Yunan Kalkınma Bakanı Akis Cohacopus, Türkiye'nin, Trabzon ve civarında yapılan Pontus Soykırımını tanıması gerektiğini ısrarla söylemiştir…
Her seferinde, Trabzon ve civar yerleşim alanlarında bulunan kilise, kilise kalıntıları ve yer isimlerinin Pontus'un varlığı için en önemli birer delil olduğuna vurgu yapılarak, bilhassa yerleşim alanlarının isimlerini canlı tutmak için dolaylı şekillerde sık sık gündeme taşımak gereklidir tavsiyesinde bulunulmuştur…
Yunan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yannis Magriotis, Pontus Soykırımının tanınması için mücadele edeceklerini ve bu mücadeleden mutlaka zaferle çıkacaklarını dünya kamuoyuna ilân etmiştir…
Faroz ismine dönmek için tezgâhlanan sinsi plân, yukarıda okuduğunuz kirli oyunlara basamak yapılacaktır…
Yalı Mahallesi Muhtarı ve sakinlerinin sağduyusuna güveniyoruz. Bu isim değişikliği fikrinden vazgeçecek, karanlık odakların heveslerini kursaklarında bırakacaklarından eminiz.
Yalı kelimesi Yunancadır diyenlere cevap:
Mesele Yalı kelimesinin Yunanca kökenli olması değildir. Öyle kelimeler vardır ki yüzde yüz Türkçeleşmiştir. Yalıkelimesi de bunlardan biridir. Orijinal hâli "YİALİ" olan kelimeyi bizler Türkçemizin ses kurallarına uydurarak "YALI" hâline dönüştürdük. Yani sesini millîleştirdik. Bu durumun birçok örneği vardır.
Nihat Sami Banarlı şöyle söyler:
"Her dilde mutlaka millî olması gereken iki unsur vardır. Biri, o dilin sesidir. Milletler hem kendi kelimelerini hem başka dillerden aldıkları kelimeleri, kendi dillerinin musikisine uydurarak kullanırlar. Meselâ Türk milleti Acem dilinden 'CAME-SUY' kelimesini almış 'ÇAMAŞIR' demiş, 'GÜŞE' kelimesini almış 'KÖŞE' demiş, Arapçadan 'HEVÂ' kelimesini almış 'HAVA' demiş. Bizanslılardan aldığı 'AYA-NİKOLA'ya 'İNEGÖL' demiş."
Bugün dünyanın en yaygın dillerinden biri olan İngilizcede de durum farklı değildir. İngilizler başka dillerden binlerce kelime almışlardır; lakin bir şartla, ses durumunu değiştirerek. Şimdi kalkıp da "YALİ" kelimesi Türkçe değil demek; akla ziyan ve bilgisizce bir davranıştır. Çedillendirilmiş hâli millîleşmiştir; her kelime Türkçedir.
PKK'nın silah bırakma şovu, Apo'nun silah bırakmaya destek vermesi, Selahattin Demirtaş'ın bırakılacak olmasına, MHP ve AKP'nin birlikte hareket etmesinin sağlanması gibi çetrefil işlerin kendi iradeleriyle olması mümkün değildir. Türkiye'ye çöken birkaç ülkenin istihbarat örgütlerinin ortaklaşa kotardığı bir operasyondur. MHP–AKP tabanları, parti politikaları, liderleri ve iki partinin var oluş nedenleri taban tabana zıttır. Bunları hangi güç bir araya getirdi, bunu bilmek hayati önemdedir.
Emperyalist ülkeler ve içimizdeki düşman uzantıları Kürt sorununu yarattı. Dünyanın her yerinde, devlete ve millete silah sıkanlar düşman muamelesi görür. Bebek katilini, dağ eşkıyası PKK'yı, dindar–milliyetçi iktidarı iç dinamiklerle bir araya getiremezsiniz. Ana muhalefet partisi CHP'nin de bu oyuna destek vermesi, ülkenin ele geçirildiği kuşkusunu vermektedir.
Türk ulusunun tek çıkış yolu kaldı, kendi çocukları tarafından kurulan ZAFER PARTİSİ'DİR. Türkiye Türklerindir. Kimseyle paylaşmayacağız. Ne Mutlu Türk'üm Diyene.
