Suiçmez, duruşmaya avukatların ve basın mensuplarının alınmamasının, yargı üzerindeki siyasi baskının en somut göstergesi olduğunu vurguladı.
"Silivri'de artık bir mahkeme salonundan ziyade, siyasetin gölgesinde şekillenen bir sahne kurulmuş durumda" diyen Suiçmez, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'nun yargılandığı dava, ne yazık ki hukuk ilkelerinden uzaklaşmış, siyasi baskıların yön verdiği bir sürece dönüşmüştür. Avukatların, milletvekillerinin, basın mensuplarının duruşma salonuna alınmaması, bu ülkede adil yargılanma hakkının ne kadar zedelendiğini açıkça ortaya koyuyor. Adalet, küçük salonlara, kapalı kapılara sığmaz."
Suiçmez, adaletin yalnızca mahkeme duvarları arasında değil, toplumun vicdanında da aranması gerektiğini belirterek şöyle konuştu:
"Biz bu ülkenin her köşesinde, her adliye önünde, her meydanda adalet mücadelesini sürdüreceğiz. Çünkü biliyoruz ki, bugün Silivri'de yaşananlar sadece bir kişiye değil, bu ülkenin tüm yurttaşlarına yönelmiş bir adaletsizliktir. Ekrem İmamoğlu, milyonların iradesini temsil ediyor. O iradeyi küçük salonlara, siyasi hesaplara, korkuya hapsedemezsiniz."
CHP'li Suiçmez, Türkiye'nin hukuk devleti olma iddiasını koruyabilmesi için yargı bağımsızlığının yeniden tesis edilmesi gerektiğini vurgulayarak sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Hukuk dışı baskılara boyun eğmeyeceğiz. Yargıyı siyasetin arka bahçesi hâline getirmeye çalışan anlayışa karşı her yerde, kararlılıkla duracağız. Bu ülkenin temel direği adalettir; adalet sarsılırsa devlet de sarsılır. Biz adaletin sarsılmasına izin vermeyeceğiz."